Changes

no edit summary
Line 55: Line 55:  
*'''Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ne (IPCC) göre, 2040 yılına kadar 1,5°C'lik ısınmaya ulaşılması muhtemeldir. Bununla birlikte, 2°C hedefi hala önümüzdeki birkaç on yıl içinde üretilen CO2 emisyonlarının seviyesine çok bağlıdır.'''
 
*'''Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ne (IPCC) göre, 2040 yılına kadar 1,5°C'lik ısınmaya ulaşılması muhtemeldir. Bununla birlikte, 2°C hedefi hala önümüzdeki birkaç on yıl içinde üretilen CO2 emisyonlarının seviyesine çok bağlıdır.'''
   −
*'''Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler tarafından sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik mevcut taahhütlerin tümü ('ulusal olarak belirlenmiş katkılar' olarak adlandırılır) karşılanırsa - ve yapacaklar mı henüz bilmiyoruz - 2015 Paris Anlaşması'nın ısınmayı 2°C'nin çok altında sınırlandırma hedefine rağmen, küresel ısınmanın en az 3°C (5,4°F) ile sonuçlanması muhtemeldir'''<ref>[https://media.nature.com/original/magazine-assets/d41586-019-03595-0/d41586-019-03595-0.pdf?fbclid=IwAR0iOMQsTuaP8XU76CnmIcqyKzXcJQEHvkKSyYhCDCurIWecbtKaVfXUbPE Lenton. Climate Tipping Points too Risky to Bet Against]</ref>.
+
*'''Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler tarafından sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik mevcut taahhütlerin tümü ('ulusal olarak belirlenmiş katkılar' olarak adlandırılır) karşılanırsa - ve yapacaklar mı henüz bilmiyoruz - 2015 Paris Anlaşması'nın ısınmayı 2°C'nin çok altında sınırlandırma hedefine rağmen, küresel ısınmanın en az 3°C (5,4°F) ile sonuçlanması muhtemeldir'''<ref name=":8">[https://media.nature.com/original/magazine-assets/d41586-019-03595-0/d41586-019-03595-0.pdf?fbclid=IwAR0iOMQsTuaP8XU76CnmIcqyKzXcJQEHvkKSyYhCDCurIWecbtKaVfXUbPE Lenton. Climate Tipping Points too Risky to Bet Against]</ref>.
    
*'''Daha yoksul ülkeler tarafından Paris Anlaşması'nın taahhütlerinin çoğu, yurtdışından gelen mali desteğe bağımlı oldukları için uygulanamayabilir. Şimdiye kadar çok az uluslararası destek gerçekleşti.'''
 
*'''Daha yoksul ülkeler tarafından Paris Anlaşması'nın taahhütlerinin çoğu, yurtdışından gelen mali desteğe bağımlı oldukları için uygulanamayabilir. Şimdiye kadar çok az uluslararası destek gerçekleşti.'''
Line 125: Line 125:  
'''Sanayi Devrimi'''<nowiki/>'nden bu yana bilim ve teknolojideki gelişmeler, zengin ülkelerde yaşayan insanları doğaya doğrudan bağımlılıklarından uzaklaştırdı. Milyonlarca insan şehre taşınmış ve el aletleriyle bir şeyler yapmak ve karada çalışmak yerine makine çalıştırdıkları fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde buharlı tren, otomobil ve elektrikli ampul gibi yeni teknolojiler insanların hayatlarını hızla değiştirdi - tıpkı 50 yıl öncesine kıyasla cep telefonlarının, kişisel bilgisayarların ve internetin bugün hayatı değiştirdiği gibi. Bazı teknolojik değişiklikler şüphesiz insanlara fayda sağlarken - örneğin modern tıbbı şekillendirerek - yeni teknolojiler insanların daha önce mümkün olmayan bir şekilde doğaya hükmetmesine ve doğadan çıkarmasına izin verdi.
 
'''Sanayi Devrimi'''<nowiki/>'nden bu yana bilim ve teknolojideki gelişmeler, zengin ülkelerde yaşayan insanları doğaya doğrudan bağımlılıklarından uzaklaştırdı. Milyonlarca insan şehre taşınmış ve el aletleriyle bir şeyler yapmak ve karada çalışmak yerine makine çalıştırdıkları fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde buharlı tren, otomobil ve elektrikli ampul gibi yeni teknolojiler insanların hayatlarını hızla değiştirdi - tıpkı 50 yıl öncesine kıyasla cep telefonlarının, kişisel bilgisayarların ve internetin bugün hayatı değiştirdiği gibi. Bazı teknolojik değişiklikler şüphesiz insanlara fayda sağlarken - örneğin modern tıbbı şekillendirerek - yeni teknolojiler insanların daha önce mümkün olmayan bir şekilde doğaya hükmetmesine ve doğadan çıkarmasına izin verdi.
   −
Sanayi Devrimi, fosil yakıtların toplu ölçekte madenciliğine izin verdi. Yanan fosil yakıtlar, 100 yılı aşkın bir süredir baskın enerji kaynağı olmuştur ve bu, ekonomik kalkınmayı yönlendirmiştir. Bunun bir sonucu olarak, zaman içinde en büyük miktarda sera gazı üreten ABD, İngiltere ve AB ülkeleri gibi zengin ülkeler olmuştur<ref name=":5">[https://wedocs.unep.org/bitstream/handle/20.500.11822/34438/EGR20ESE.pdf?sequence=25 UN Emissions Gap Report 2020 - Executive Summary]</ref>. Şimdi, Çin ve Hindistan gibi ülkeler zengin ülkelerle aynı gelişme yolunu izledikçe, her yıl daha fazla insan fosil yakıtları yakmaya bağımlı hale geliyor<ref name=":5" />. Hızla büyüyen ekonomisiyle Çin, şu anda dünyanın en büyük sera gazı yayan ülkesidir<ref>[https://op.europa.eu/en/publication-detail/-/publication/9d09ccd1-e0dd-11e9-9c4e-01aa75ed71a1/language-en Fossil CO2 and GHG emissions of all world countries - 2019 Report]</ref>. Tarihsel olarak ABD en büyük emisyon salan ülke olmuştur, yani zaman içinde en fazla miktarda sera gazı salmıştır<ref>[https://www.statista.com/statistics/1224630/cumulative-co2-emissions-united-states-historical/ Statistica]</ref>. Emisyonlara en çok katkıda bulunan beş ülke arasında, ABD ayrıca kişi başına en yüksek CO2 emisyonuna sahiptir<ref>[https://www.researchgate.net/publication/337033405_The_Truth_Behind_the_Climate_Pledges The Truth Behind the Climate Pledges]</ref>.
+
Sanayi Devrimi, fosil yakıtların toplu ölçekte madenciliğine izin verdi. Yanan fosil yakıtlar, 100 yılı aşkın bir süredir baskın enerji kaynağı olmuştur ve bu, ekonomik kalkınmayı yönlendirmiştir. Bunun bir sonucu olarak, zaman içinde en büyük miktarda sera gazı üreten ABD, İngiltere ve AB ülkeleri gibi zengin ülkeler olmuştur<ref name=":5">[https://wedocs.unep.org/bitstream/handle/20.500.11822/34438/EGR20ESE.pdf?sequence=25 UN Emissions Gap Report 2020 - Executive Summary]</ref>. Şimdi, Çin ve Hindistan gibi ülkeler zengin ülkelerle aynı gelişme yolunu izledikçe, her yıl daha fazla insan fosil yakıtları yakmaya bağımlı hale geliyor<ref name=":5" />. Hızla büyüyen ekonomisiyle Çin, şu anda dünyanın en büyük sera gazı yayan ülkesidir<ref>[https://op.europa.eu/en/publication-detail/-/publication/9d09ccd1-e0dd-11e9-9c4e-01aa75ed71a1/language-en Fossil CO2 and GHG emissions of all world countries - 2019 Report]</ref>. Tarihsel olarak ABD en büyük emisyon salan ülke olmuştur, yani zaman içinde en fazla miktarda sera gazı salmıştır<ref>[https://www.statista.com/statistics/1224630/cumulative-co2-emissions-united-states-historical/ Statistica]</ref>. Emisyonlara en çok katkıda bulunan beş ülke arasında, ABD ayrıca kişi başına en yüksek CO2 emisyonuna sahiptir<ref name=":9">[https://www.researchgate.net/publication/337033405_The_Truth_Behind_the_Climate_Pledges The Truth Behind the Climate Pledges]</ref>.
    
İklim krizi ve ekolojik kriz çok boyutlu bir sorundur ve bunun neden olduğuna veya neden ele alınmadığına dair tek bir anlatı bulmak imkansızdır. Dahası, insanların iklim krizi ve ekolojik krizin ölçeğini ve sonuçlarını kavraması çok zor ve bu da insanların gerektiği kadar kararlı ve acil hareket etme yeteneklerini kısıtlıyor.
 
İklim krizi ve ekolojik kriz çok boyutlu bir sorundur ve bunun neden olduğuna veya neden ele alınmadığına dair tek bir anlatı bulmak imkansızdır. Dahası, insanların iklim krizi ve ekolojik krizin ölçeğini ve sonuçlarını kavraması çok zor ve bu da insanların gerektiği kadar kararlı ve acil hareket etme yeteneklerini kısıtlıyor.
Line 135: Line 135:  
On yıllardır süren iklim eylemine rağmen, varlıklı toplumlar henüz fosil yakıtlarla iç içe olmayan veya bir gelişme ve ilerleme sinyali olarak ekonomik büyümeye bağımlı olmayan arzu edilen yaşam biçimlerini hayal etmeyi başaramadılar<ref name=":7" />.  
 
On yıllardır süren iklim eylemine rağmen, varlıklı toplumlar henüz fosil yakıtlarla iç içe olmayan veya bir gelişme ve ilerleme sinyali olarak ekonomik büyümeye bağımlı olmayan arzu edilen yaşam biçimlerini hayal etmeyi başaramadılar<ref name=":7" />.  
   −
Sağlıklı bir çevre, sürdürülebilir bir ekonomi için ön koşuldur. Ekonomik büyümenin bir ölçüsü olarak ekonomik üretimin – '''gayri safi yurtiçi hasıla''' (GSYİH) – toplumun sağlığını dikkate alan ulusal ekonomi politikalarının bugünün gençleri ve gelecek nesiller için sürdürülebilir olup olmadığının daha iyi bir ölçüsü olan “kapsayıcı zenginlik” (üretilmiş, beşeri ve doğal sermayenin toplamı) ile tamamlanması gerektiği yaygın olarak kabul edilmektedir<ref>[https://wedocs.unep.org/xmlui/bitstream/handle/20.500.11822/34948/MPN.pdf UNEP 2021, Making Peace with Nature] </ref><ref>[https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/962785/The_Economics_of_Biodiversity_The_Dasgupta_Review_Full_Report.pdf The Economics of Biodiversity: The Dasgupta Review]</ref>.
+
Sağlıklı bir çevre, sürdürülebilir bir ekonomi için ön koşuldur. Ekonomik büyümenin bir ölçüsü olarak ekonomik üretimin – '''gayri safi yurtiçi hasıla''' (GSYİH) – toplumun sağlığını dikkate alan ulusal ekonomi politikalarının bugünün gençleri ve gelecek nesiller için sürdürülebilir olup olmadığının daha iyi bir ölçüsü olan “kapsayıcı zenginlik” (üretilmiş, beşeri ve doğal sermayenin toplamı) ile tamamlanması gerektiği yaygın olarak kabul edilmektedir<ref name=":10">[https://wedocs.unep.org/xmlui/bitstream/handle/20.500.11822/34948/MPN.pdf UNEP 2021, Making Peace with Nature] </ref><ref>[https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/962785/The_Economics_of_Biodiversity_The_Dasgupta_Review_Full_Report.pdf The Economics of Biodiversity: The Dasgupta Review]</ref>.
    
=== Uluslararası Müzakereler ===
 
=== Uluslararası Müzakereler ===
Line 141: Line 141:     
==== A) İklim müzakereleri şimdiye kadar neyi başardı? ====
 
==== A) İklim müzakereleri şimdiye kadar neyi başardı? ====
 +
Bilim insanları, on yıllardır insan kaynaklı iklim değişikliğini tahmin ediyorlar. '''Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi''' (UNFCCC) 1992 yılında Rio de Janeiro'da imzalandı ve 1995 yılından bu yana her yıl '''Taraflar Konferansları''' (COP) düzenleniyor. Konferansların amacı iklim değişikliği konusunda neler yapılması gerektiğini tartışmak ve iklim değişikliğini ele almak için katılımcı devletler tarafından alınacak önlemleri önermek<ref>[https://unfccc.int/process/bodies/supreme-bodies/conference-of-the-parties-cop UNFCC COP]</ref>.
 +
 +
2015 yılında dünya liderleri COP21 konferansı için Paris'te bir araya geldi. Bu konferansın sonuçları, dünya liderlerinin iklim değişikliğine karşı geniş çaplı eylem konusunda ilk kez bir anlaşmaya varmasıydı. Dünya çapında yaklaşık 196 katılımcı ülke, küresel ısınmayı 2°C'nin çok altında, tercihen 1.5°C ile sınırlamayı kabul etti<ref name=":11">[https://unfccc.int/process-and-meetings/the-paris-agreement/the-paris-agreement UNFCCC The Paris Agreement]</ref>. Neredeyse tüm ülkeler, sera gazı emisyonlarını sınırlamak ve iklim değişikliğine katkılarını azaltmak için bir taahhütte bulundu (taahhüt veya “'''ulusal katkı beyanı'''”, NDC). Bu taahhütler her beş yılda bir güncellenecektir.
 +
 +
Paris Anlaşması'nda iklim değişikliğinin sınırlandırılmasıyla ilgili iki hedef var:
 +
 +
# Küresel ısınmayı yüzyılın sonuna kadar (2100) maksimum 2°C ve tercihen 1.5°C ile sınırlandırmak.
 +
# 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak.
 +
 +
2030 yılına kadar küresel olarak sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilirsek, bir sonraki aşama ülkelerin 2050 yılına kadar “net-sıfır” emisyonlara ulaşması olacaktır. Net sıfır, sera gazlarının atmosferden salındıkları oranda uzaklaştırılması ya da emisyonları tamamen ortadan kaldırmak anlamına gelir<ref>[https://www.ipcc.ch/sr15/chapter/glossary/ IPCC Glossary]</ref>. Bu, karbondioksitin ormanlar, toprak ve okyanus tarafından atmosferden uzaklaştırılması veya "yakalanması" ve (henüz tam olarak geliştirilmemiş) karbon yakalama teknolojileri yoluyla başarılabilir.
 +
 +
Son birkaç yıldır...
 +
 +
* Çin'in CO2 emisyonları 2005 ile 2018 arasında yüzde 80 arttı ve öngörülen ekonomik büyüme oranı göz önüne alındığında, önümüzdeki on yılda da artmaya devam etmesi bekleniyor<ref name=":9" />.
 +
* AB ve üye ülkeleri, sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar<ref name=":9" /> 1990'a göre yüzde 58 oranında azaltma yolunda ilerliyor.
 +
* Hindistan'ın emisyonları 2005 ile 2017 arasında yaklaşık yüzde 76 arttı ve Çin gibi ekonomik büyüme nedeniyle 2030'a kadar artmaya devam etmesi bekleniyor<ref name=":9" />.
 +
* Beşinci en büyük sera gazı yayıcısı olan Rusya Federasyonu, 2030 yılına kadar emisyonlarını yüzde 30 oranında azaltmayı hedefleyen ilk NDC'sini 2020'de sundu<ref name=":11" />.
 +
* ABD yakın zamanda emisyonlarını, emisyonların zirve yaptığı 2005 yılına göre 2030 yılına kadar %50-52 oranında azaltma sözü verdi.
 +
 +
Birlikte ele alındığında, NDC'ler dünyanın Paris Anlaşması'nın uzun vadeli hedeflerine ulaşıp ulaşamayacağını belirler<ref>[https://unfccc.int/process-and-meetings/the-paris-agreement/nationally-determined-contributions-ndcs/nationally-determined-contributions-ndcs UNFCCC Nationally Determined Contributions (NDCs)]</ref>. Sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik mevcut tüm hedeflere ulaşılırsa - ki ulaşacaklarını henüz bilmiyoruz - bu 2015 Paris Anlaşması'nın ısınmayı 2°C'nin altında sınırlama hedefine rağmen, muhtemelen en az 3°C küresel ısınmaya yol açacaktır<ref name=":8" />.
 +
 +
Mevcut NDC'ler Paris Anlaşması'nın hedeflerini karşılamak için yeterli olmadığından, her beş yılda bir BM'ye yeni NDC'ler sunulur. Amaç, her ülkenin Paris Anlaşması'nın hedeflerine dayalı olarak hedeflerinde daha iddialı hale gelmesidir. Her ülke farklı hedefler belirler. Örneğin, AB, sera gazı emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 55<ref>[https://ec.europa.eu/clima/policies/strategies/2030_en EU 2030 Climate & Energy Framework]</ref> ve Birleşik Krallık 2035'e kadar yüzde 78 azaltmayı taahhüt etti<ref>[https://www.gov.uk/government/news/uk-enshrines-new-target-in-law-to-slash-emissions-by-78-by-2035 UK enshrines new target in law to slash emissions by 78% by 2035]</ref>. Fransa ve Birleşik Krallık, 2050'ye kadar net sıfıra ulaşmayı yasal bir gereklilik haline getiren ülkeler arasında yer alıyor. Japonya, Güney Afrika, Arjantin, Meksika ve AB, 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşma hedeflerini açıkladı<ref name=":5" />. Çin, 2060'ın sonunda net sıfıra geçmeden önce 2030'a kadar 'en yüksek emisyonlara' ulaşma sözü verdi<ref name=":5" /><ref>[https://apnews.com/article/europe-business-china-environment-and-nature-climate-change-7e29d68ea8a77ee8ebbe1460f0f09ffd China sticks to goal of having carbon emissions peak by 2030]</ref>.  
 +
 +
Paris'ten bu yana, şimdiden bazı ilerlemeler kaydedildi. Ancak işler yeterince hızlı ilerlemiyor. BM tarafından yakın zamanda yapılan bir analiz, tüm NDC'lerin karşılanması durumunda, yüzyılın sonuna kadar yine de yaklaşık 2,7°C'lik bir sıcaklık artışına olabileceği sonucuna varıyor<ref>[https://unfccc.int/news/full-ndc-synthesis-report-some-progress-but-still-a-big-concern Full NDC Synthesis Report: Some Progress, but Still a Big Concern]</ref>.
 +
 +
Mevcut hızda, ısınma 2040 civarında - muhtemelen daha erken<ref name=":3" /> –1.5°C'ye ulaşacak ve şimdi önlem alınmazsa artmaya devam edecek. Kanıtlar, küresel sıcaklıkta 2°C'lik bir artışla ilişkili risklerin önceden anlaşılandan daha yüksek olduğunu göstermiştir<ref name=":10" />.
 +
 +
COP21'den bu yana, '''Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'''<nowiki/>'nin (IPCC) 2018 ve 2021'deki iki raporu, 1,5°C ile 2°C arasındaki ısınma farkının milyonlarca insanın canını ve geçimini kaybedeceğini<ref>[https://www.ipcc.ch/site/assets/uploads/2018/02/WGIIAR5-Chap13_FINAL.pdf IPCC Livelihoods and Poverty]</ref> ve daha da büyük olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.
 +
 +
Araştırmalar, fosil yakıt şirketlerinin dünya çapında iklim politikalarını zayıflatmak için nasıl lobicilik yaptığını ve Paris Anlaşması'nı desteklediğini iddia ederken bunu yapmaya devam ettiğini gösteriyor. Fosil yakıt gruplarının siyasi lobi faaliyetleri, 1,5–2°C ısınmanın çoğu fosil yakıtın toprakta kalmasını gerektirdiğine dair bilimsel kanıtlara rağmen, Paris Anlaşması'nın neden karbonsuzlaştırma veya fosil yakıt kullanımının azaltılmasından açıkça bahsetmediğini de açıklıyor<ref name=":7" />.
 +
 +
Dahası, birçok fosil yakıt ihraç eden ülke, müzakereleri geciktirerek, siyasi gerilimleri artırarak ve iklim değişikliğinin ana nedeni olarak fosil yakıtlara atıfta bulunmaktan kaçınarak karar alma sürecini engelledi. Suudi Arabistan, ABD, Kuveyt ve Rusya gibi fosil yakıt rezervleri bakımından zengin ülkeler, müzakereleri engelleme ve iklim değişikliği konusundaki bilime itiraz etme konusunda özellikle dikkat çekiyor<ref name=":7" />.
 +
 +
Zengin ülkeler, hem önemli emisyon kesintileri elde etmede hem de yeterli ve öngörülebilir finansman sağlamada iklim değişikliğini ele alma konusunda kararlı bir şekilde öncülük etmekte başarısız oldular. En zengin ulusların bu konuda gerektiği gibi liderlik etmedeki başarısızlığı, güvensizlik yarattı ve fosil yakıt endüstrisi gibi çıkar gruplarının bazı gelişmekte olan ülkelerde bir yer edinmesini sağladı ve böylece düşük karbonlu alternatifler yerine yüksek karbonlu kalkınmayı daha da yerleştirdi<ref name=":7" />.
 +
 +
İklim değişikliği konusunda hızlı ve kararlı eylem eksikliği, dünya çapında hükümetler için önemli finansal maliyetler yaratacaktır. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olarak aşırı hava koşullarının 2030 yılına kadar günde 2 milyar dolara mal olabileceği tahmin ediliyor. Maliyete ek olarak, hava olayları ve modelleri değişmeye devam edecek ve insan sağlığını, geçim kaynaklarını, gıdaları, suyu, biyolojik çeşitliliği ve ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyecektir<ref name=":9" />.
 +
 +
=== B) Biyoçeşitlilik müzakereleri şimdiye kadar ne elde etti? ===
Community-Host
32

edits

MediaWiki spam blocked by CleanTalk.